Alparslan Kuytul Hoca 20 Haziran 2015 tarihli konuşmasında kendisine yöneltilen bir soru üzerine tasavvuf hakkındaki düşüncelerini şöyle dile getirmiştir: “Tasavvuf ana hatlarıyla nefsi terbiye etmeyi, temizlemeyi ele alan, insanı nafile ibadetlere alıştırmak ve kemâle doğru yükseltmek isteyen, takvalı olmaya özendiren ilim dalıdır. Bu ilim dalı yani sahih tasavvuf doğrudur ve güzeldir.” Tasavvuf bir vitamindir. Bizim takvaya, zühde, marifetullaha, nefsimizi terbiye etmeye ihtiyacımız var. Bize bu yolları tasavvuf göstermezse kim gösterecek?” 30 Mayıs 2015 tarihli konuşmasında ise “Sizin hakkınızda tasavvuf düşmanı olduğunuz söyleniyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Sorusuna şu cevabı vermiştir: “Kendisini tasavvufçu olarak isimlendiren bazı çevreler; “Benim şeyhim her tarafı görür, her şeyi bilir” diyorlar. Her tarafı gören, her şeyi duyan sadece Allah’tır. Bu sıfat Allah’ın sıfatıdır. Bu, tasavvuf değil sapıklıktır. Ben tasavvufu değil o sapık görüşü reddettim. Yoksa tasavvufun doğrusunu niye reddedelim? Tasavvuf benzindir, bu benzine ihtiyacımız var. Biz dinin helallerini, haramlarını Fıkıh ilminden; İnanç esaslarını Akaid ilminden öğreniyoruz. Peki, marifetullahı, muhabbetullahı, güzel ahlâkı, nefsi terbiyeyi nerden öğreneceğiz? Nefsin derecelerini, o derecelerde yükselmeyi, bunun usullerini, yöntemlerini hangi ilim dalı bize öğretecek? Buna da bir ilim dalı gerekmez mi? İşte bu da Tasavvuf’tur. Ben bunu kaç defa anlattım. İnadına böyle söylüyorlar. Ben böyle konuşanların bazılarının artık iyi niyetli olduklarına inanmıyorum. Allah’a hesabını verecekler.”