Tekfircilik Hakkında Görüşümüz
Son dönemlerde Müslümanlar arasında çıkartılmaya çalışılan fitnelerden bir tanesi de şüphesiz tekfircilik konusudur. Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi ve Furkan Hareketi’ni tekfirci zihniyete sahip olmak ile itham edenlere Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin tekfir konusundaki görüşlerini derledik.
Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi hiçbir Müslümanı kafir olmakla tehdit etmemiş, bunun ancak bir oyun olduğu, Müslümanlar arasında hassaten kardeşlik bağlarını koparmak ve cemaatler arasında kavgaların çıkmasına zemin hazırlayan bir proje olduğunu dile getirmiştir.
Tekfircilik ne zaman, kim/ler tarafından, nerede ortaya çıktığı tam olarak bilinmeyen, amacı ve sosyal hayat içerisinde yaptıklarıyla sıkça kendisinden söz ettiren karanlık bir oluşumdur. Bir cemaat bir tarikat olmamasına rağmen tekfirci zihniyetin görüşleri her tarafta yayılmaya çalışılıyor. Tekfircilik temelleri çokta uzun bir geçmişe dayanmayan, Batı destekli Müslümanları birbirine kırdırmaya, öldürtmeye dayalı bir projedir. Bir Müslüman, Müslüman bir kardeşini öldür(e)mez. Tekfircilik projesini ortaya atanların amaçladığı gibi şayet karşısındakini tekfir eder ve kafir olarak görürse öldürebilir. Kafire gerek kalmadan Müslümanların birbirlerinden nefret edebilmesi ve birbirlerini kolayca öldürebilmesinin bir yolu aralarındaki itikadi, siyasi ihtilaflardan faydalanmak, bunu körüklemek ve dışarıdan empoze edilen fikirleri Müslümanlar arasında yaygınlaştırarak birliği parçalamaktır. Maalesef ki tekfircilik de kafirlerin ekmeğine bal kaymak olup, parça parça olan İslam ümmetine içerden bir darbe olmaktadır.
Ehli kıble olan ve ben Müslümanım diyen bir kimse tekfir edilemez. Herkesin içtihat yapma hakkı olmadığı gibi önüne gelene kâfir deme hakkı da yoktur. İslamî ilimlerde de tecrübe lazımdır. İlimde tecrübe sahibi ve âlimlerin görüşlerini iyi bilen bir insan, ayet ve hadislere dengeli bakar, tecrübeyle bakar ama bu tecrübe yoksa o ayetleri, hadisleri yanlış anlar. Hayatında İslami ilimler noktasında ihtisas yapmamış kimseler, zahirini bildiği birkaç ayet-hadis ile Müslüman kitlelere, hocalara, cemaatlere kafir diyebilir. Bu çok büyük bir cahilliktir. Herkes kendi üzerine düşen görevi yapmalıdır.
Tekfirci fikirlerini ortam fark etmeksizin yaymaya çalışıyorlar. Bu kimseler özellikle yaşı 17-22 civarında olan gençleri etkileyerek, herkese kâfir demesini sağlamaya çalışmaktadırlar. Bizim böyle bir görüşümüz yoktur. Askere giden, polis olan, partilere oy veren kafirdir gibi bir görüşümüz yoktur. Biz hiçbir zaman oy kullananlara, devlet memuru olanlara kafir demedik. Tam aksine “kafir demeyin, böyle konuşmayın” dedik. Biz oy kullanmıyoruz ancak kullananlarıda tekfir etmiyoruz. Çünkü oy kullanırken İslam’a fayda sağlayacağı düşüncesiyle partilere oy verenler var. “Bir insan İslam’a hizmet maksadıyla ne yaparsa yapsın kâfir olmaz.” Bir kimsenin niyeti buysa ve yanlışı varsa ona ‘yanlış’ dersiniz, ‘böyle hizmet olmaz’ dersiniz, ‘bu günahtır’ da diyebilirsiniz ama kâfir diyemezsiniz. Çünkü niyetini hesaba katmak zorundasınız. Bunu defalarca açıklamamıza rağmen hala böyle iftiralar atılıyor.
“Biz tekfirci değiliz, tekfircilerden de uzağız. Bunu yeni değil, yıllardan beri söylüyoruz.”
Bu yazı Alparslan Kuytul Hocaefendinin Tekfircilik hakkındaki videolarından derlenerek hazırlanmıştır. Detaylı bilgi için videoların tamamını dinleyebilirsiniz.