Hocaefendinin tutuklu yargılama zulmü ile ilgili açıklamasının tamamı ise şu şekilde;

"Efendimiz şöyle buyurdu; mahkemede delil getirmek iddia makamının üzerine düşer. Delil yoksa insan masumdur. Beraatı zımme asıldır. Yani herkesin suçsuz olması asıldır. Bu prensipleri İslam getirdi. Beraatı zımme asıl ise insanın zimmeti temiz olarak kabul edilecek yani insanın o suçu işlemediği kabul edilecek.

Ne zamana kadar?

Ya şahit ya da kendi itirafı delil oluncaya kadar o insan masum kabul edilecek. Yani tutuklu yargılama olmayacak, tutuksuz yargılanacak. Suçu ispat edilene kadar herkes masum kabul edilecek.
Haberlerde ismini hatırlayamadığım bir tuğgeneral FETÖ'den içeri alınmış. Bir sene sonra suçsuz olduğu anlaşılarak serbest bırakıldı. Bu adamın şerefi ne olacak? Bu adamın işi gücü ne olacak? Bu adamın bir yıldan beri çektiği sıkıntı, hapishanede gördüğü kötü muamele ne olacak? 50 bin kişiyi ispatlayıp mı içeri aldınız? 100 bin kişiyi görevden attınız. İspatladınız mı? Hz. Peygamberin getirdiği esaslara göre beraatı zımme asıldır. Suçu ispat olunmadıkça herkes masumdur. Bir kimse şüphelere göre hapse atılamaz. Tutuksuz yargılama asıldır.

TAMAMEN ADALETSİZ SİSTEMLER KURDULAR

Adamı tutuklu yargıladın, beş sene sonra da 'buyrun çıkabilirsiniz, masummuşsunuz' de. Bu olacak iş midir? İslam fıkhında beraatı zımme asıldır. O halde suç ispat olunana kadar bir insana suçlu muamelesi yapamazsınız. Şahit var mı? İtiraf var mı? Sadece şüpheleriniz var. Hatta birçoğu ile ilgili aslında şüphe bile yok. Sadece kendi kuruntuları var. "Belki bu da onlara selam vermişti, belki bu da onlardandır." Şüphe bile değil, sadece kuruntu. Şüphenin de bir mantığı var. Şüphelenmek için de bazı verilere ihtiyacınız var. Bu veriler elinizde mi ki şüpheleniyorsunuz? Tamamen adaletsiz sistemler kurdular. Zulmediyorlar. Tüm dünyada asırlardan beri İslam medeniyetinde konulmuş olan esaslar bu zulümleri kaldırdı."