Sahur Ne Demek? Sahur Yemeğinin Önemi ve İlgili Hadisler?
Ramazan ayı her anıyla Müslümanlara huzur veren bir aydır. İftar ile bir arada bulunmanın sevincini yaşarken sahur ile gecenin feyz ve bereketinden nasipleniyoruz. Gecenin bir yarısında uyanıp Allah’ın rahmetini celp etmemize vesile olacak olan sahur ne demek? Sahur yapmanın önemi nedir? Sahur ile ilgili hadisler, 2021 Sahur vakti ne zaman?
Sahur Ne Demek?
Sahur ne demek: “Gecenin son üçte biri, sabah olmadan önceki son vakit” anlamına gelen seher kelimesiyle aynı kökten gelir. السحور Sehûr, sühûr, dinî bir terim olarak; oruç tutmaya hazırlık yapmak üzere fecrin doğuşundan (imsaktan önce) önce yenen yemeği ifade eder. Sahur kelimesi Kur’an-ı Kerim’de Bakara suresinde ve çok sayıda hadiste geçmektedir.
Bakara 187. ayette فَالْـٰٔنَ بَاشِرُوهُنَّ وَابْتَغُوا مَا كَتَبَ اللّٰهُ لَكُمْۖ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتّٰى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الْاَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الْاَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِۖ “Fecrin beyaz ipi siyah ipinden sizin için ayırt edilir hale gelinceye kadar yiyin için, sonra orucu geceye kadar tamamlayın” denmiştir.
Oruç tutacak kişinin sahura kalkması sünnet ve sahur yemeği yemesi ise menduptur. Bu konuda İslam alimleri icma etmiştir. (İbnü’l-Münzîr)
Hz. Peygamber; “Sahura kalkın, çünkü sahurda bereket vardır.” (Buhari, Müslim) diyerek oruca teşvik etmiştir.
Diğer bir hadiste ise “Bir yudum su ile de olsa, sahur yapınız” (Müsned, II, 12) diyerek sahurun tamamen terkedilmeyip bir yudum su ile bile olsa yerine getirilmesini tavsiye etmiştir.
Yine başka bir hadisinde “Sahur yemeği ile oruca karşı yardım isteyin” (Hâkim, Müstedrek) buyurarak Sahur'un oruç tutmaya yardımcı olacağını belirtmiştir.
Sahura kalkan kimselerin Allah’ın rahmetine ve meleklerin duasına mazhar olacağı da bildirilmiştir. Sahur yemeği “mübarek gıda” olarak nitelenmiştir.
Sahur Yapmanın Önemi ve Sahurun Bereketi
Sahur, oruç tutacak kimselerin imsak vaktinden önce gece yedikleri yemeğe denir. Her gece kalmak suretiyle insanı disipline eder.
Sahur yapmanın oruç için güç sağlayan bir yönü olduğu gibi, bundan asıl maksadın ise; Allah-u Te‘âlâ’nın rahmetini celbetmek ve Peygamber Efendimiz (SAV)'in sünnetine ittibâdır. Sahura kalkmak sünnet ve bu vakitte yemek yemek müstehâb kabul edilmiştir.
Sahur yapmak için sünnette tavsiye edilen vakit, gecenin sonudur; fakat fecrin doğup doğmadığı (imsâk vaktinin girip girmediği) konusunda şüphe edilecek bir vakte kadar geciktirilmesi de kerih görülmüştür(mekruhtur)
İftarda acele etmek, sahuru ise geciktirmenin belirtildiği: “Nübüvvet (peygamberlik) amellerinden biri de iftarın öne alınması, sahurun da geciktirilmesidir." (el-Muvatta) gibi hadîsler, Rabbimiz Te‘âlâ’nın rahmeti ve Peygamber Efendimiz’in şefkatinin göstergelerindendir.
Hadis-i şeriflerde üzerinde bu kadar titizlikle durulmuş olan sahur yemeğine önem vermeli ve ümmet-i Muhammed'in ayırt edici özelliklerinden biri olan bu nebevî sünneti devam ettirme konusunda Ashâb-ı Kirâm'ın hassasiyetini gözetmeliyiz.
Sahur Yemeği Yemenin Önemi
Oruçlu için sünnet olan hususların başında sahura kalkmak gelmektedir. Sahur yemeği bereketli bir yemek olup onun hakkında Hz. Peygamber, "Sahura kalkın çünkü sahurda bereket vardır" (Buhari, Nesai, Tirmizi) buyurmuştur.
Bazı hadislerde ifade edildiği gibi sahur, tutulacak olan oruca güç yetirebilmek için vücuda besin sağlar, bununla birlikte sahura kalkan müminin asıl hedefi Sevgili Peygamberimizin sünnetini yerine getirerek bu vaktin bereketinden ve sevabından yararlanmak, böylece Allah’ın rızasını kazanmaya çalışmak olmalıdır.
Allah Rasulü sahurun, Müslümanların orucunu Ehl-i kitabın orucundan ayıran bir özellik olduğunu ifade etmiş ve “Bizim orucumuzla ehli kitabın orucu arasındaki en önemli fark sahur yemeğidir.” (Müslim) buyurmuştur. Sahur yemeği bir yandan vücudun oruca dayanmasına yardımcı olacak enerji sağlarken, diğer bir yandan ise; insanların daha dindar olma çabasıyla ifrada girerek dini zorlaştırmaya ve dinin getirdiği sorumluluklarda değişiklik yapma girişimlerini önlenmiş olmaktadır.
Bu konuda Alimler, sahurun oruca dayanma gücü kazandırdığını maddi ve manevi bereketlere vesile olacağını söylemişlerdir. Çünkü mü’minler sahura kalkmakla seher vaktini uyanık geçirmiş ve bu vakitte hem dua hem de istiğfar etmek suretiyle cennet ehlinin özelliklerine sahip olmuş olmaktadırlar. "Seher vakitlerinde Rablerinden bağışlanmalarını dilerler" (Zariyat/18) ayetine mazhar olan kimselerin manevi lezzetlerle başladığı oruç daha canlı ve daha şevkle tutulacaktır.
Sahurda İbadet Etmenin Fazileti
Allah Teâla belli vakitleri diğerlerine göre daha üstün ve mübarek kılmıştır. Bu mübarek zamanları manevi arınma için bir fırsat olarak ihsan etmiştir. Bu mübarek vakitlerin başında Ramazan ayı gelmektedir. Zira bu ay; orucu, seheri, sahuru, teravihi, infakı ve itikâfı ile adeta bütün senemizi aşılayan, manevi hayatımıza can suyu veren bir zaman dilimi olmaktadır.
Allah dostları tüm müminler için ebedi kurtuluşun reçetesini içinde bulunduran bu aya ayrı bir önem vermiş, Ramazan ayı içerisindeki maneviyat iklimini bütün seneye taşımaya çalışmışlardır.
Sufilere göre maneviyat ağacı, Ramazan ayında sulanırsa gelişir, bu ayda bakımı yapılmayan bir ağaç ise diğer zamanlarda meyve veremez, verse bile tadı yerinde olmaz.
Ramazan ayının diğer aylarda olmayan ayrı bir güzelliği, oruç için kalkılan sahur ve sahur vakti yapılan ibadeler ile bilhassa teheccüt namazı gibi lezzetlerdir.
Sahur vakti bizler için teheccüd vesilesidir. Müslümanlar için sahur ibadeti, Müslümanın hayatını gece namazına/teheccüte programlamanın provasıdır. Allâh Teâlâ, teheccüt namazını Peygamber Efendimiz’e husûsî olarak farz kılmıştır bizler için ise farz namazlardan sonra en kıymetli ve en çok sevap getiren namaz olarak sünnet bırakılmıştır. Bizler de Ramazan ayı içerisinde sahur için kalktığımızda en az 2 rekât teheccüd namazı kılmaya gayret etmeli bu şekilde gece namaz kılmaya nefsimizi alıştırmalı sonraki aylar için de bu tür gece ibadetlerini kendimize meleke haline getirmeliyiz. Nitekim Hadis-i şerifde buyruluyor ki:
“Gece seherde kılınan iki rekât namaz, dünyadan ve içindekilerden daha kıymetlidir. Eğer zor gelmeyeceğini bilseydim, gece namazını ümmetime farz kılardım.” [Müslim]
Yine teheccüt vaktinin (aynı zamanda sahur vaktinin) kıymeti ve o vakitte yapılan dualar ve ibadetler için de şöyle buyrulmuştur;
Allahu Teâlâ iyileri överken, “Onlar seher vaktinde istigfar eder” buyuruyor. (Zariyat 18)
Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua kabul olur. [Tirmizi]
Seher vakti Allahü teâlâ buyurur ki: İstigfar eden yok mu, onu mağfiret edeyim! İsteyen yok mu, istediğini vereyim, duasını kabul edeyim! [Müslim]
Bu vakitte Kuran okumanın fazileti ile ilgili ise şöyle buyrulmuştur;
“Allah, geceleyin iki rekat namaz kılan bir kulun (Kur’ân okuyuşunu) dinlediği kadar hiçbir şeyi dinlemez. Allah’ın rahmeti, namazda olduğu müddetçe kulun başı üstüne saçılır. Kullar, namazda Kur’ân okudukları andaki kadar hiçbir zaman Allah’a yaklaşmış olamazlar.” (Tirmizî, Fedâilu’l-Kur’ân, 17/2911)
Sahur ile İlgili Hadisler
Sahurun fazîlet ve kıymeti hakkında Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Bir yudum su ile dahî olsa sahur yapınız.” (Müsned, II, 12)
“Sahur yemeği yiyin, zîrâ sahurda bereket vardır.” (Buhârî, Savm, 20)
Başka bir Hadis-i şerifte şöyle buyrulur:
“İftarı acele ediniz; sahûru geciktiriniz!..” (Taberânî)
Enes b. Malik’ten rivayet edildiğine göre Resûlullah (SAV) şöyle buyurmuştur:
“Sahur yapınız, zira sahurda bolluk ve bereket vardır.” (Buhârî, Müslim)
Resûlullah, oruç tutarken sahura kalkmayı ve iftarda acele etmeyi tavsiye etmiştir. (Buhârî, Müslim, Tirmizî)
“Gündüzün orucuna sahur yemeği ile gecenin ibadetine de öğle uykusu ile yardımcı olunuz!” (Hâkim)
Hz. Ebûbekir şöyle buyurmuştur:
“Ramazan’da (Teravih) namazından ayrılıp, hizmetçilerden ale’l-acele sahur yemeği getirmelerini isterdik, çünkü fecrin doğmasından korkardık.” (Muvatta)
Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur:
“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)
Teheccüd namazı ile ilgili Resûlullâh şöyle buyurdular:
“Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah’a yakınlık günahlara kefaret olup insanı bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır.” (Tirmizi, Deavât, 101)
“…Farzlar dışında en faziletli namaz, gece namazıdır.” (Müslim, Sıyâm, 203)
Yine Allah Resûlü buyururlar ki:
“Cebrâîl (a.s) geldi ve şöyle dedi: «…Hiç şüphe yok ki, mü’minin şerefi (değeri) teheccüd namazındadır…»” (Cem’u’l-Fevâid)
Ebû Hureyre ve Ebû Saîd el-Hudrî (r.a) Peygamber Efendimiz (s.a.s)'in şöyle buyurduğunu rivâyet etmişlerdir:
"Kim geceleyin uyanır ve karısını da uyandırarak beraberce iki rekat namaz kılarlarsa, Allah'ı çok zikreden erkek ve kadınlardan yazılırlar." (Ebû Davûd, Vitr, 13).
Sahur Vakti Ne Zaman?
Fakihlerin çoğunluğuna göre, sahur vakti gecenin son yarısının, bir kısım Hanefi ve Şafiiler’e göre son altıda birinin başlangıcıyla tan yerinin ağarması arasındaki zaman dilimidir. Şafak sökmesi ya da tan yerinin ağarmasıyla kastedilen sabah namazı ve orucun başlangıç vaktinin girmesidir.
Fecir vaktinin namaz ve oruçla ilgili mükellefiyetleri belirleyecek tarzda tespit edilmesi Peygamber (SAV)'in söz ve uygulamalarına dayanır. Sonraki dönemlerde fakihler tarafından konuyla ilgili olarak ileri sürülen görüşler arasında da bazı ayrıntılar dışında önemli bir farklılık bulunmamaktadır. Hz. Peygamber, İbn Ümmü Mektum’un fecir vaktinde okumuş olduğu ezandan önce Bilal-i Habeşi’nin uyarı amacıyla okuduğu ezanı kastederek, “Bilal’in ezanı hiçbirinizi sahur yemeğinden alıkoymasın; çünkü Bilal henüz gece iken ezan okur. Onun bu ezanı okuması sizden herhangi birinin ibadette bulunana (teheccüd namazı kılana) haber vermek, uykuda olanı da uyandırmak içindir”. Böyle söyledikten sonra, fecir vaktinin iyice anlaşılması için parmaklarını yukarıya kaldırıp aşağıya diker ve “Fecir beyazlığın böyle açığa çıkması değildir, ta ki şöyle olmayınca…” der. Bunu söylerken de şahadet parmağı ve orta parmağını üst üste bindirip sağa sola uzattığı rivayet edilmiştir. (Buharî,Müslim).
Başka bir hadiste ise; Hz. Peygamber, “Bilal ezanı gece okuyor. İbn Ümmü Mektum ezan okuyuncaya kadar yiyip içebilirsiniz. Çünkü o fecir doğmadan ezan okumaz” buyurmuştur. (Buhari, Müslim).
Merak Edilen Sorular
Ramazan'ın gelmesiyle Müslümanların merak ettiği birçok sorular ile karşılaşmaktayız bunların başında Sahur ne demek, Nedir? Sahur vakti ne zaman başlar ve biter? Gelmektedir.
Sahur Nedir? Sahurun Anlamı Kısaca
Sahur, Arapça dilinden Türkçe'mize geçmiştir.
TDK'ya göre, sahur kelimesi anlamı şu şekildedir:
- Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce(takvimde imsak olarak belirtilen saatten önceki vakit) belirli saatte yedikleri yemek
- Bu yemeğin yendiği vakit
Yani Sahur, oruca hazırlık maksadıyla imsak vaktinden önce yenen yemektir. Hz. Peygamber sahura kalkmış ve bunu Ümmetine tavsiye etmiştir.
Sahur Ne Zaman Başlar Ne Zaman Biter? 2024 Yılının İlk Sahuru
Bu yıl Ramazan Ayında sahur saat kaça kadar yapılabilir? Ne zaman başlar ve ne zaman biter? İşte 2024 yılının ilk sahur vakitleri.
İl il Ramazan imsakiyesi için tıklayın.
https://ramazan.diyanet.gov.tr/tr-TR/imsakiye/imsakiye
Sahur Duası Nedir? Hz. Peygamber’in Sahur Duası
Peygamber Efendimiz (SAV) sahurda şöyle dua ederdi: "Ey bu gecenin ve biraz sonra olacak olan sahurun Rabbi olan Allah'ım! Bizi iftara ulaştırırken günahlarımızdan arınmış bir şekilde orucumuzu açmayı nasip et."
Sahur Duası Arapça Okunuşu: “Allahümme inni es’elüke bi rahmetikelti vesiat külle şey’in en tağfirali”
Sahur Vakti ve İmsak İle İlgili Kısa Fıkhi Hükümler
Sahura kalkmamak için bir mazeret bulunmamakla birlikte; sahura kalkamamış olan kimselerin, sabahleyin niyet ederek oruç tutmaya devam etmeleri gerekmektedir. Ancak uzman diyetisyenler, mutlak surette sahur yemeği yenilmesi yönünde bilgilendirmeler yapmakta ve sahurda yemek yemeğe teşvik etmektedirler.
Hanefi İmamlarına göre; sahur yemeği oruca niyet yerine geçer; Şafii mezhebinde ise sahura kalkmak niyet yerine geçmez. Ayrıca niyet etmek gerekir.
Sahurda Ne Zamana Kadar Yemek Yenir
Sahurun geciktirilmesi imsak vakti girmedikçe müstehaptır. Ancak imsak vaktinin girip girmediği konusunda tereddüt yaşanırsa bir şey yenilip içilmesi mekruh olur. Yenilmesi durumunda şayet daha sonra fecrin doğmuş olduğu anlaşılırsa yine oruç tutulmalıdır, ancak kazâsı da gerekir.
Kişi imsak vaktinin henüz girmediğini zannederek bir şey yerse yada vaktin girdiğine dair kanaati ağır basarak yerse yine hüküm böyledir. Ancak bu son durumda, fecrin doğup doğmadığı belirlenemese bile ihtiyaten kazâ gerektiğine dair Hanefî mezhebinde bir görüş bulunmaktadır. Bununla birlikte kuvvetli görüş kazâ gerekmediği yönündedir. Mâlikîler’in çoğunluğuna göre, fecir konusunda şüphe varken bir şey yenilirse, fecrin doğmadığı kesinlik kazanmasa bile kazâ edilmesi gerekmektedir.