İslamda Çocuğun Bakımı ve Aile Terbiyesi
İslam Dini Evliliğe, buna mukabil çocuklara, onların Eğitimine, yetiştirilmesine büyük önem vermiştir.
İslam dini, sağlıklı ve huzurlu bir toplum için ilk şartın düzenli bir aile terbiyesinden geçtiğini önemle vurgulamış, bu konuda hassas davranmıştır. Boşanma gibi durumların olmaması için daha küçükten düzenli bir eğitim ve terbiye ile sağlanabileceğini işaret etmiştir. Günümüzde toplumun çekirdeğini oluşturan aile yuvaları, evlilikler çatırdıyor, boşanmaların sayısı her geçen gün artıyor. Bu konuda İslam dini ne diyor?
İslam hukukunda çocukların bakım ve yetiştirilmesine hidâne adı verilir. Evlilik içinde çocuğun bakım ve terbiyesi genelde sorun olmaz. Anne baba bunu müştereken yerine getirirler. Problem, evliliğin bir sebeple sona ermesi durumunda bu görev ve sorumluluğun kim tarafından yerine getirileceğidir. Çocuğun bakım ve terbiyesi belli bir yaşa kadar annenin hak ve sorumluluğu altındadır. Hanefîler, hidânenin hem çocuk hem de anne için bir hak olduğu görüşündedir. Buna göre hidâne annenin hem hakkı hem de sorumluluğudur. Dolayısıyla anne bu görevi yerine getirmekten de kaçınamaz. Anne sağ değilse bu hak ve sorumluluk annenin kadın akrabalarına aittir. Yalnız çocuğun bakım ve terbiyesini üstlenen kimsenin (hâdine) tam ehliyetli (âkıl bâliğ) olması, çocuğa bakmaya muktedir ve çocuğun sıhhat ve ahlâkını korumada güvenilir bir kimse olması gerekir.
Çocuğun bakım ve gözetime muhtaç olduğu yaş kız ve erkeklerde farklıdır. Genellikle bu yaşın nihai sınırı kızlarda dokuz-on bir, erkeklerde yedi-dokuz olarak belirlenmiştir. Bu yaşlara kadar çocuk annesinin veya annesi yerini tutan bir akrabasının yanında, bu yaştan sonra da kural olarak babasının yanında kalır. Çocuğun menfaat ve emniyeti gerektirdiği takdirde hâkim tarafından anne veya bir başka yakının yanına verilmesi de mümkündür. Hâdine çocuğun annesi değilse bakım ve gözetim için ücrete hak kazanır. Bu ücret çocuğun bir mal varlığı varsa ondan ödenir, yoksa hukuken nafakası kime aitse onun tarafından karşılanır.