Cahiliye Ne Demektir?
Cahiliye Ne Demektir?
Arapça bir kelime olan “cahiliye” kavramı, “bilgisizlik” manasına gelmektedir. Istılahta ise:
” Allah’ın indirdiği hükümleri, bilgileri kabul etmeyip insanlar tarafından konulan hükümlere, sistemlere, düşüncelere inanmaktır.” Kur’an-ı Kerim’de de genel olarak bu anlamda kullanılmıştır. Örneğin; ‘’Onlar hâlâ cahiliye hükmünü mü arıyorlar? Kesin bilgiyle inanan bir topluluk için hükmü, Allah’tan daha güzel olan kimdir?’’ (Maide/50)
O hâlde insanoğlunun önünde iki seçenek vardır: Ya Allah’ın hükümleriyle hayatına yön verecek ya da cahiliye hayatının bir parçası olacak. Cahiliye kavramı, hangi zaman diliminde olursa olsun Allah’ın hükümlerine sırt çevirmiş her türlü zihniyetin adıdır.
Cahiliye denildiği zaman genellikle İslam’dan önceki hayat tarzı kastedilmektedir. Cahiliye Dönemi ise Arap toplumunun İslam öncesi dönemine verilen bir isimdir. İslam’dan önceki hayatlarında Arap toplumu atalarından getirdikleri geleneklere dayanmışlardır. Onlar bu geleneklerine göre Allah insanın hayatına karışmayan sadece tabiatın hatta putlarının ilahıydı. Öyle ki Allah’a yaklaşmak için putları kullanıyor, mazeret olarak da kendilerini Allah’a yaklaşacak kadar temiz görmüyorlardı. “Kendi elleriyle yaptıkları”, acıkınca yedikleri putları daha temiz ve günahkâr değillerdi. İşte Arap toplumunda İslam’dan önceki bu anlayış cahiliye anlayışıdır.
Cahiliye kavramının sadece o dönemi içine aldığını düşünmek bizi büyük bir yanılgıya düşürecektir. Hatta Allah’ın hükümlerinin yalnız o döneme hitap ettiği yanılgısını da beraberinde getirecektir. Günümüzde ise insan mahsulü çeşitli fikir akımları (İdealizm, komünizm, faşizm, laiklik…) cahiliye anlayışının birer yansımasıdır. Allah’ın hükümlerinin geçerli olmadığı her anlayış hangi dönemde, hangi zamanda olursa olsun cahiliye anlayışıdır. Çağdan çağa ismi değişebilir.
Öncekiler de Allah’ı hayatlarına karıştırmadan kendi koydukları kanunlarla veya atalarından getirdikleri geleneklerle hayatlarını yaşıyorlardı. Kur’an-ı Kerim’e göre 2 tane hüküm vardır: Allah’ın hükmü ve Cahiliye hükmü. İnsan yaratılan, Allah yaratandır. Dolayısıyla Allah’ın hükmüne aykırı olarak yaratılanın sanki yaratandan daha iyi biliyormuşçasına hüküm koyması doğru değildir.
Allah’ın hükümlerine ve Resulünün sünnetine İslam hukuku ya da adalet diyoruz. Adalet, Allah’ın emirlerine uygun bir şekilde amel etmektir. Hukuk ise, Arapçada “hak” kelimesinin çoğuludur ve “haklar” demektir. Batıl kelimesinin zıddıdır. İslam’ın hükümleri insana da hayvana da diğer tüm canlılara da hakkını vermektedir. Kanun kavramı ise, İslami bir ıstılah değildir. İnsanın koyduğu kurallara bugün kanun diyoruz. Her kanun hukuk demek değildir. Kanun yanlış da olabilir. Fakat İslam’ın koyduğu hükümler doğru olduğundan dolayı “İslam hukuku” denilmiştir. Beşerî hükümler ise birer kanundur. Dolayısıyla Cahiliye Dönemi’nin kanunları, beşerî hükümlerden ortaya çıkmış kurallardan ibarettir.
Cahiliye Dönemi’nin siyasi rejimi, kabile esasına dayalı ilkel bir demokrasidir. Atalarından kalma hükümleridir. Cahiliye hükümleri bazen Allah’ın kanunlarına uygun olsa da Allah’ı dikkate almadan konulmuş olduğu için yine cahiliye hükmüdür. Örneğin: İslam’da da demokraside de seçim vardır. Buna ve benzeri örneklere bakarak “demokrasi İslam’ın aynısıdır, bu dönemde bunu kullanmalıyız” demek de bir cahiliye anlayışının ürünüdür. İslam’ın cahiliyeye muhalefeti kuru, bilinçsiz bir muhalefet değildir. Her türlü aklî ve ilmî delillere sağlam dayanmış; önce batılı yıkmış, sonra insanı medeni yapacak nizamı inşa etmiştir.
Şehid Seyyid Kutup ise cahiliyeyi şöyle tanımlamıştır: “Bütün cahiliyetler ilk önce kulların kullara kulluğu esasına ve Allah’tan başkalarının ilahlaştırılması temeline dayanır. Peygamberlerin daveti ise her zaman Allah’ın birliği ve sahte tanrıların yıkılması esasına dayanır. Yani yalnız ve yalnız Allah’ın dinine bağlanıp Allah’tan başka ilahın bulunmadığı esasına istinat eder. İşte bunun için temelden cahiliyenin dayandığı esaslarla çatışır. Ve bu yüzden onların varlığı cahiliyetin varlığı için en büyük tehlike olur.”
Bu sözleri dile getiren Seyyid Kutub, insanların cahiliyeye karşı bilinçlenmesinde ve mücadele etmesinde öncü olmuştur.
Allah’ın hükmü dışında olan cahiliyeyi kabul etmemizi isteyenlere karşı İslam’ın izzetini sunmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz.