22 Ocak mahkemesine günler kala Dr. Murat Gülnar'ın, Eski Vakıf Başkanımız Hasan Demir beyefendinin ve Semra kuytul Hocahanımın katılımı ile "Gündem Özel" programından Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi hakkında anlattıkları;

Dr.Murat Gülnar

"Hocamızın hayatında baktığımızda gençliğinden itibaren ümmetin geleceğini düşünmüştür. Toplumun inşası için, islam medeniyetinin temelini oluşturmak için çalışan bir insandır. Hiç bir zaman dünyevi işlerin peşinde olmadan ahireti için çalışan biri olmuştur. Hem yaşamış hem anlatmıştır."

"Hocamız Kur'an'nın tefsirini yaparken nüzul sırasına göre yapar. Peygamberimiz zamanında Kur'a'nı nasıl anlamış ise bizim de o şekilde anlamamızı isterdi. O yüzden nüzul sırasına göre tefsirini yapardı. Konuşmalarında özellikle Tevhidi anlatır, mutlaka tevhidden bahsederdi. Hocamızın 30 yılldır tevhidi söyleminin değişmemesi Allah'ın yardımı ile, istikamet üzere oldğunun delilidir."

"Hocamızın içerde olmasının hapis yatmasının ilk nedeni Tevhiddir. İkinci nedeni ise tenkid. Tenkid etmesinin nedesi ise Ümmetin derdi ile dertlenmesidir.  "

Hasan Demir

"Hocamız 'ihtiyaç sahibi ailelere yardım' hususunda hassas davranırdı. Türkiye'de bulunan ailelere yardımda bulunmamıza vesile oldu. Aynı zamanda Suriyelilere de "Kardeş Aile" projesine öncülük yaptı. Bu proje kapsamında yardımlarda bulunduk. "

"Hocamızın samimi ve iyi niyetli olduğu Tevhid hakikatini ortaya koymasından bellidir. Çünkü kendisi ses getirmek için, toplumda yer edinmek için, söylenenin aksine bir şey söylememiştir. Her ortamda tevhidi anlatması, konferanslarında sürekli bundan bahsetmesi hocamızın samimiyetini ortaya isbatlar."

SEMRA KUYTUL HOCAHANIM

"30 Yıllık hayatı boyunca hayatının özetinin 'Tevhide adanmış bir hayat' olarak özetleyebiliriz. Saçları simsiyahken başladığı tevhid çalışmalarına zorluklara, tehditlere rağmen vazgeçmedi.
Tevhidi söylemlerinden dolayı, İslam'ı bütün gerçekliğiyle ortaya koyduğundan dolayı Hocaefendi az tehdit almış bir insan değildir. Güneş çıkıyor, fırtına kopuyor, yağmur yağıyor, ama Hocaefendi tevhidi söyleminden vazgeçmiyordu. Cezaevinde de ilk konuşmalarında davanın sancısını çekiyordu. "