Batıl Ne Demektir?
Batıl Ne Demektir?
“Hakk” kavramının zıddı olan “batıl” kelimesi; “gerçekliği olmayan, yalan, sahte, yok olan” demektir. İslami bir kavram olarak ise; var gibi görünen ancak varlığı olmayan, hakikati bulunmayan, boş, temelsiz ve asılsız şeylere denilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu kelime 26 farklı yerde geçmiş ve “yalan, put, şirk, hak olmayan, yanlış olan, haram, haksızlık, zulüm, faydasız ve boşa gitmek” anlamlarında kullanılmıştır. Ayrıca Allah’ın bu kâinatı maksatsız, boş yere yaratmadığını izah etmek için yıkılmaya, sonuçsuz kalmaya veya bozulmaya mahkûm olan şeyleri ve hakikati bozan, tahrif eden güçler ya da amilleri ifade etmek için de kullanılmıştır.
Kur’an-ı Kerim’e göre Tevhid inancına uymayan her türlü inanç, Allah’tan başka tapılan ve yalvarılan her şey, yalan ve hile gibi yollarla elde edilen tüm kazançlar batıl olarak kabul edilmiştir. Hak ve batıl meselesi yalnızca inanç konusunda değil, ibadet, ahlak ve muamelat esaslarında da vardır. Hak, bir olan Allah Azze ve Celle’nin dediği; batıl ise insanların söylemiş olduğudur.
Müslümanlar hakkı ancak hak sahibinden, O’nun kitabından ve O’nun peygamberinden öğrenebilirler. Bu yüzden Allah-u Teala yüce kitabı, Kur’an-ı Kerim’in bir ismine “Furkan” demiş, hakkı batıldan ayıran kitap olduğunu göstermiştir. Çünkü Allah, mutlak olarak Hak’tır. Kendi zatıyla vardır ve her şeyin sahibidir. Kıyamet günü her şey yok olacak ve yalnızca O kalacaktır. Kendi başlarına bir varlığı ve gerçekliği olmayan insan bu anlamda batıldır; çünkü mutlak olarak varlığının tek başına bir hükmü yoktur.
Rabbimiz mukaddes kitabında şöyle buyurur: “De ki: Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl, yok olmaya mahkumdur.” (İSRA 81)
Yine başka bir ayette hak ve batıl şöyle örneklendirilir: “Allah gökten su indirir de vâdiler, dereler kendi miktarlarınca sel olup akar. Bu sel, üzerinde kabaran köpüğü yüklenip götürür. İnsanların süs eşyası veya faydalı bir âlet yapmak için ateşte erittikleri madenlerin üzerinde de buna benzer köpük meydana gelir. İşte Allah hak ile bâtılı böyle bir misalle anlatır: Köpük yok olup gider. İnsanlara fayda veren su ise yerde sâbit kalır. İşte Allah, gerçekleri böyle misallerle anlatır.” (RAD-17)
Batıl; zayıf, köksüz ve kurumaya mahkûm olmuş bir ağaç dalı gibidir. Suyun üzerinde zamanla biriken ama atılmayı bekleyen köpük gibi değersiz ve kalıcı değildir. Sular nasıl ki biriken köpüğü sel olup götürürse, işte hak da batıl köpüğünü kalplerin ve zihinlerin üzerinden alır götürür.
İlk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’den beri hak ve batılın mücadelesi devam etmektedir. İsimler, mekânlar, çağlar değişse de mücadele: “Daima her şeyin sahibi Allah’ın dediği mi, yani hak sahibinin dediği mi olacak; yoksa kendini bile tanımaktan aciz insanın dediği mi olacak?” olmuştur.
Bugün batılın sesinin yüksek olması; hak taraftarlarının hakkı gerçek manada ortaya koymayışlarından kaynaklanmaktadır. Bugün hakkın garip, batılın galip gözükmesi batıla batıl denilmediği içindir. İlmin olduğu yerde cehaletin, adaletin bulunduğu yerde zulmün tutunamadığı gibi, hakkın olduğu yerde de batıl tutunamaz. Kıyamete kadar sürecek olan hak ile batılın mücadelesinde nihai zafer, biiznillah hakkın olacaktır.