Alparslan Kuytul Hocaefendi Zanka TV’de Soruları Yanıtladı-4
Alparslan Kuytul Hocaefendi Zanka TV’nin konuğu oldu. Zanka TV’de katıldığı programda sorulan soruları cevaplayan Alparslan Kuytul Hocaefendi, ilmi-siyasi bir çok konuya açıklık getirdi. Çok sayıda izleyici tarafından takip edilen programda Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye yöneltilen sorular ve verdiği cevaplar şu şekilde:
FETÖ’yle beraber Türkiye’de, tarikat ve cemaatler konusu yeniden gündeme geldi. Bir kesim çok sert konuşuyor ve diyor ki ‘tarikat ve cemaatlerin kapatılması lazım.’ Diğer tarafta FETÖ’yü örnek göstererek ‘her tarikat ve cemaatin kötü olduğunu sanmayın. İyileri de var’ diyor. Hatta hükümetin içinde bile bunu savunanlar var. Böyle bir FETÖ olayından sonra, size göre tarikat ve cemaatler kapatılmalı mı? Bu konuya nasıl bakıyorsunuz?
Alparslan Kuytul: Eğer böyle bir darbe girişimi sebebiyle bütün tarikatlara ve cemaatlere düşmanlık doğruysa o zaman askerler bu ülkede kaç defa darbe yaptı. Tüm orduya düşman mı olalım? Bu ülkedeki bütün darbeleri askerler yaptı. Hatta 15 Temmuz’u bile askerler yaptı. O zaman orduya mı düşman olalım? 1960 ihtilalini kim yaptı? 1971 muhtırasını kim verdi? 12 Eylül 1980'i kim yaptı? 28 Şubat 1997’yi kim yaptı? E- muhtırayı kim verdi? Bunların hepsini askerler yapmadı mı? O zaman orduyu kapatalım. Böyle saçma bir anlayış olabilir mi?
Mesela bir fabrika yanlış işler yapıyor. Bir holding yanlış işler yapıyor. Bir mağaza yanlış işler yapıyor. O zaman bütün mağazaları, bütün holdingleri kapatalım. Böyle bir mantık olamaz. Bütün cemaatleri, tarikatları kapatalım diyenler; boş hayallere kapılıyorlar. Bunlar ham hayallerdir.
Bu millet Müslümandır. Bu cemaatler de tarikatlar da 1000 yıldan beri vardır. Kimse böyle bir hayale de kapılmasın. Bununla bitirmeleri mümkün değil. Hem bunun bir kökü var. Bilhassa tarikatlar daha da geçmişe dayalıdır. Tarikatların bir geçmişi olduğundan dolayı dokunmak kolay değildir. Devlet laik olduğu için, dine çok bir hizmeti yok. Camilere imam tayin etmesi, imam hatip açması, ilahiyat açması… Bunlar dine hizmetten çok, dini kontrol altına alma çalışmalarıdır. Diyanet bunun için kuruldu. İçinde samimi hocalar olabilir. O ayrı. Ama Diyanet’in kuruluş gayesi; dini kontrol altına almaktır.
Şimdi millet bunu bilmiyor mu? Millet bunu anlamıyor mu? Benim çocuğum okulda dinini mi öğreniyor? Ben bunu nasıl kabul edebilirim? Benim çocuğum okulda dinini öğrenmiyor. Dolayısıyla çocuğumun bir şey öğrenmesi için ben başka bir yere göndermek zorundayım.
Sunucu: Peki bu korkuyu nasıl yeneceğiz? Sizi anlıyorum ama bir taraftan da şöyle bir şey var. Biraz önce örneğini verdik. Gülen cemaati. Zamanında Gülen cemaati için olumlu anlamda konuşan Sayın Cumhurbaşkanı, AKP’nin önde gelen isimleri, başta Gülen cemaatini övüyorlardı. O da bir cemaat sonuçta… Şimdi diyorlar ki ‘Gülenciler gider, başka bir cemaat gelir. Başka bir şey olur.’ Sistem bunu kontrollü bir şekilde yapamıyor.
Size göre; Cemaat ve tarikatları kapatmaktansa, devletin sistemini mi değişmemiz lazım? Çünkü doğal olarak ‘kapatılsın’ diyenlerin böyle bir korkusu var. Başka cemaatler konuşuluyor. Menzilden bahsediliyor, bunlardan konuşuluyor. Devletin bazı bakanlıklarına girdikleri iddia ediliyor.
Laik kesim (kapatılsın diyenler) de ‘Başımıza böyle bir darbe geldi, bir daha gelmemesi için kapatılsın’ diyor. Bunu nasıl engelleyeceğiz? Devletle bu cemaatlerin arasına sert bir duvar mı koyacağız? Koymazsak başımıza bu mu gelecek? Burada çözüm nedir?
Alparslan Kuytul: Biraz önce söylediğim gibi; bir olaya bakıp ta hepsini kapatma mantığı kabul edilemez. O zaman orduyu da kapatmak lazım. Dünkü paşalar darbe yapmaya kalkıştılar. Belki şimdikilerde yapabilir. O halde hiçbir tane general olmasın, bir tane albay bile olmasın. Bu mantıklı değildir.
Bu korku da bir haklılık payı yok mu? Eğer bir insan gerçekten kökten Laik ise, bu konuda fundamentalist (kökten dinci) ise böyle düşünebilir. Ama biraz daha mantıklı düşündüğümüz zaman bu tarikatlar 1000 yıldır, cemaatler de 70-80 yıldır var. Bugüne kadar böyle bir şey olmuş mu? Bir tane olaydan dolayı ve o olayda halen kapalı. Düşünün; iki tane şehirde iki tane uçak uçmasıyla, iki tane tankın yürümesiyle darbe olur mu? Bu mümkün mü? Bu darbe başarılı olur mu? Koskoca Türk ordusu, iki tane askeri idare edemeyecek mi? Darbe içerisinde 3-5 bin askerden başka kimse yok. Koskoca ordu onlara mı teslim olacak? Hadi Cumhurbaşkanını teslim aldılar diyelim. Ordu nerde? Polis teşkilatı nerde? Kocaman devletin ordusu ve emniyet teşkilatı, 3-5 bin darbeciyi halledemeyecek mi? Bu işin bir sürü noktası kapalı.
Sunucu: Kapalı derken, soru işaretleri mi var?
Alparslan Kuytul: Tabi. Bu darbe girişiminde bir sürü soru işareti var. Bunların hepsinin ortaya çıkarılması gerekir. Gerçekte 15 Temmuz’un bir derin ayağı var. Onun ortaya çıkması lazım. Hani FETÖ’nün siyasi ayağı diyorlar ya. Tamam, FETÖ’nün siyasi ayağı da ortaya çıksın. Birde 15 Temmuz’un derin ayağı var. Derin devletin desteğiyle olan bir şey. O kimdir? Onlar kimlerdir?
Böyle saçma bir proje yapılamaz. Aklı başında bir kişi; iki şehirde yapılan darbe de, Devleti teslim alacağını düşünemez. 2 tank ile koca Türkiye teslim alınamaz. Bir halk destekleri bile yok. Kimse onlar için dışarı çıkmadı. Darbecileri savunanlar için, 10 bin kişi bile yürümedi. Yani böyle bir şey nasıl olacak? 80 milyon Türkiye'yi 3 bin asker teslim mi alacaklar? Böyle bir şey mümkün değil. Bir tane milletvekilinin burnu kanamadı. Ne Başbakana ne de Cumhurbaşkanına bir şey oldu? Ne bir vekile ne bir bakana bir şey oldu. Güya sarayı bombalamışlar. O da sarayın bahçesini bombalıyorlar. Bu uçaklar nokta atışı yapan uçaklar. Bunlar sarayın en iyi yerini vuramıyor mu da gidip sarayın bahçesini vuruyor. Bunların hepsi soru işareti…
Sunucu: Soru işaretlerini temellendirerek, tüm tarikat ve cemaatleri kapsamayan bir olay mı diyorsunuz?
Alparslan Kuytul: Hayır, hayır. O zaten başka bir konu, onunla bir ilgisi yok. Zaten bunu devlet de söylemiyor. Devlet sadece onları suçladı, diğerlerini suçlamadı. Benim kastettiğim; bu olayın kapalı noktaları var. Bunların açığa çıkması ile birçok mesele daha iyi anlaşılacaktır.
Sunucu: Bu meselenin siyasi ayağı ortaya çıkınca mı, mesele daha iyi anlaşılacaktır?
Alparslan Kuytul: Siyasi ayakta ortaya çıkmalıdır.
Sunucu: Size göre bazı şeyler o zaman mı ortaya çıkacak? Kilit nokta; siyasi ayak mı?
Alparslan Kuytul: Siyasi ayaktan ziyade, bence kilit noktası; derin ayağıdır.
Bu 15 Temmuz’u yapanları yanlış yönlendiren, tuzağa düşüren, onlara bu saçma sapan şeyi yaptıran, ihaneti yaptıran derin bir güç var. Bu 15 Temmuz, İslami kesime yaramadı. İslam’a büyük bir zarar verdi. Bu 15 Temmuz kimlere yaradıysa, onların bu işin içinde olma ihtimali var. Kimlere yaradıysa onlar incelenmeli.
Sunucu: İlginç bir yorum oldu. Bu darbenin İslami kesime yaramadığını, başka bir kesme yaradığını söylüyorsunuz.
Alparslan Kuytul: Evet. O günden beri bu darbe İslam'a yaramadı başka bir kesime yaradı. Demokrasinin kılıcı gibi; ‘bütün tarikat ve cemaatler, hatta tarikat ve cemaat olmayan, tek başına İslam'a hizmet etmeye çalışan hocaların hepsi baskı altındalar. O günden itibaren hatta ondan önce 17/25 Aralık 2013 operasyonundan (ben ona da o zaman karşı gelmiştim. 17/25 Aralık’a “Bu bir darbe girişimidir” dedim) sonra bizim yüzlerce konferansımız iptal edildi.’
Sunucu: 17/25 Aralık 2013 için ‘Bu bir darbe girişimidir' demişsiniz.
Alparslan Kuytul: Evet, ben 17/25’i reddettim. 17/25 Aralık olayı ‘bir darbe girişimidir' dedim. Bu proje; Tüm İslami faaliyetlere yapılan bir darbedir. Onların, o yanlışını kullandılar. O yanlış yapılınca, anladığım kadarıyla ‘bunu değerlendirelim’ diyerek büyük bir planlama yapıldı. Birtakım İslam düşmanı güçler, bunu değerlendirdiler. Yani 17/25 Aralık 2013 ten, 15 Temmuz 2016’ya kadar yapılanlar onları kesmedi. 17/25 ile vurdukları darbe yetmedi daha büyük bir darbe olan 15 Temmuz ile vurmak istediler. Bence onlar da işin içine girerek, o cahillere yaptırdılar.
Sunucu: Yani bu soruyu daha açık sorarsam, bir derin devlet projesi mi var diyorsunuz?
Alparslan Kuytul: Tabi. Derin devletsiz böyle bir iş olamaz. Bu darbe girişimi başarılı olmak üzere değil, başarısız olmak üzere planlanmış. 3 bin askerle koca Türkiye’yi devralmak gibi bir şey, böyle bir saçmalık olamaz. O günden sonra yapılanlara bakın. 3,5 yıldan beri cemaat ve tarikat düşmanlığı yaılıyor, bu bahaneyle birçok kişi görevden alınıyor, insanlar aç bırakılıyor. Büyük bir korku meydana getiriliyor.
Bu FETÖ operasyonları hiç bitmez mi? 3,5 yıldır zaten herkes konuştu. Herkes birilerinin ismini verdi. Hiç bitmez mi? Kasten bitirilmiyor. Aynen benim mahkemelerim gibi kasten bitirilmiyor, sürekli uzatılıyor. Demokrasinin kılıcı gibi; ‘senin daha mahkemelerin bitmedi, dikkatli konuş’ manasında nasıl birkaç sene uzatılıyorsa, bu operasyonlarda sürekli uzatılıyor. Yeter artık bitirin. Bitirmiyorlar. Böylece bu korku sürekli tutuluyor. Sürekli aynı görüntüler, 15 Temmuz görüntüleri, 24 tane kanalda, 24 saat aynı görüntüler gösteriliyor. Sürekli benzeri konuşmalar, cemaat ve tarikat düşmanlığı yapılan konuşmalar, aslında böyle bir ortam oluşturuluyor. Adeta bu nesil, yaşı 12-13’dan itibaren 60-70 yaşına kadar olan herkese bir korku verildi. Hepsi bu şekilde cemaatlerden uzaklaştırıldı. Bunu başarabilmek için de bu operasyonları bitirmiyorlar.
Dinlemek için tıklayınız;