Vahhabi görüş, selefi salihin köklerinden beslenerek Selefiliğin daha uç boyutlara ulaşmış uzantısıdır. Selefilik, bilhassa dinin anlaşılması ve itikadi meselelerde Kur’an ve sünnetin lafzına bağlılıkta birleşen grupların ortak ismidir. Selef ve Vahhabi grup müntesipleri kelam ve tevil yöntemini kabul etmezler. Selefiler, ilk nesil Müslümanları (tabiin ve tebe-üt tabiin) takip edip onların izinden giderler. Vehhabilik ise Selefilikten çok sonra 18. yy’da Muhammed b. Abdülvehhâb tarafından ortaya konulmuştur. Tarihsel olarak aralarında farklar olsa da anlayış olarak aralarında benzerlikler vardır. Vahhabiliğin dini anlama yaşama kısmında selefilerden daha katı ve aşırı yönleri olmakla beraber, itikad ve amelde daha farklı yeni birtakım hususlar meydana getirdikleri için Selefilik ile yolları ayrılır.

Selefi salihin sahabeden sonraki ilk neslin insanlarıdır. En hayırlı nesildirler, başımızın tacıdırlar. Bugün dünyada selef adı altında onlarca akım türemiştir. Bunlar kendilerinden başkasını Müslüman görmüyorlar. Böyle diyenler istedikleri kadar kendilerine selefi desinler; selef ile alakaları yoktur. Selefi salihinin böyle bir görüşü yoktur. Tarihte böyle konuşanlar hariciler idi. Bugün kendilerine selef diyenler kendilerini öyle zannediyor olabilir ama bakarlarsa görüşlerinin haricilerinki olduğunu göreceklerdir. İsim koyması kolaydır. O isme layık olmak, o adı taşımak zordur! Bunlar kendilerine selefi diyor ama yaptıklarına baktığınızda ekseriyetle Amerika’nın işine yarıyor. Bu grupların hakiki Selefilik ile alakası yok. Selefi salihinin birkaç fikrini alıyor, ondan sonra biz selefiyiz diyorlar. Selef olmak bir görüşü almak ile olmaz.

18.yy’da Suudi Arabistan’da ortaya çıkan Vahhabilik pek çok yerde ehli sünnete muhaliftir. Bundan daha önemlisi ABD kontrolünde Arabistan’da gelişmiş olan bu mezhebin yapmış olduğu faaliyetlerin hedefleri nelerdir? Her tarafta Müslüman kanı akıyor, Allah’a meydan okuyan insanlar türemiş, nesillerimiz ifsad ediliyor, ümmet paramparça ama ne Vahhabilerin ne Selefin bu tür konulara temas ettiğini görmüyoruz. Daha çok itikadi tali meselelerde alimlerin konuşup bir yere varamadıkları konularda tefrika çıkarıyorlar. Bir ülke kimin kontrolündeyse oradaki dini otoriteleri de kontrol altına alıyorlar. Hükümetleri kontrol altına alanlar dini kurumları kontrol altına almayacaklar mı? Bizi böyle meselelerle meşgul ediyorlar. Şu an da dünyada özellikle son birkaç asırda mezhep adı altında ortaya çıkartılmış olan akımlara dikkat etmeliyiz. Bunlar birtakım güçlerin yönlendirmesi ile çıkmış, çıkartılmış, desteklenmiş olabilir. Yaptıklarına bakmak lazım.Adı ne olursa olsun yaptıkları kafirlerin işine geliyorsa ya gafildirler ya da onların emrindedirler.

Bugün mesele aslında mezhep meselesi değildir. Mesele İslami mücadele nasıl olacaktır? Bir kısım insanlar peygamberi metodun dışına çıkıp ılımlı Müslüman oluyorlar, bir kısım insanlar da silahlı mücadele diyor o da peygamberi metodun dışına çıkıyor. Her ikisi de Amerika’nın işine geliyor. Amerika aşırı İslam’dan da ılımlı İslam’dan da memnundur. Ilımlı İslamcı olurlarsa onları uyutmak daha kolay olur. Radikal olurlarsa da çeşitli mezhep isimleri ile sağı solu bombalarlar, bu da onların işine gelir. Sonuç olarak bu iki grubu istediği gibi kullanır.

Alparslan Kuytul Hocaefendi Vahhabilik ve Selefilik hakkında Müslümanları Amerika’nın oyununa gelmeme noktasında uyarmış, mezhebi ne olursa olsun din kardeşlerimize aklını kullanmayı, kendini kullandırtmamayı tavsiye etmiştir.

Bu yazı Alparslan Kuytul Hocaefendinin selefilik hakkındaki videolarından derlenerek hazırlanmıştır. Detaylı bilgi için videoların tamamını dinleyebilirsiniz.