Bediüzzaman Said Nursi küfre karşı imanın, Batıya karşı Doğu’nun yükselen gür sesidir. Tanzimat Devrinden beri süre gelen Batıcılık/yenilik dalgası ilk defa Nurculuk kalesi önünde gerilemiştir. Sert bir rüzgâr gibi zaman zaman gürültülü zaman zaman boğuk çıkan Risale-i nurlar; ezilmiş, hor görülmüş, mukaddesleri çiğnenmiş Anadolu halkı için adeta bir kurtarıcı olmuştur. Risale-i Nur Kur’an’dan beslenerek, ihlas ile ortaya konulmuş, uyuyan binlerce insanın imani uyanışına vesilesi olmuştur.

Nurculuk bir tepkidir küfre karşı imanın tepkisidir. Her bir risale uyanışın simgesi, halkın bağrında yankılanan imanın parıltı vesilesidir. Said Nursi bir dava adamıdır. Sürgünde ve hapishanelerde geçen bir ömre rağmen her türlü baskı ve engellemeye karşı halkın uyanışı için rahatını terk eden, varını yoğunu ortaya koyan, ömrünü İslam dininin hakikatlerine adamış çok mümtaz bir şahsiyettir.

“Bediüzzaman Rahimehullah: Risalelerinde "Bütün kitaplar Kur’an’a götürmeli, hiçbir kitap Kur’an’a perde yapılmamalı" der. Risaleler okunmalı, istifade edilmelidir. Onlar; tefekkür, iman, Allah’ın sıfatları gibi konularda imanı tazeleyecek, okuyanın kalbine dokunacak kıymetli eserlerdir. İslam davası uğrunda çok çile çekmiş bir insan olan Bediüzzaman Risale-i Nur okuyanlar üzerinde derin tesirler bırakır. Ekseriyetle “Yaratmak da, hükmetmek de Allah’a aittir.” ayetinin ilk kısmını anlatır. Okuyanlara da bu noktalarda destek sağlar. Lakin bir Müslüman’ın bütün vitaminlere ihtiyacı vardır. Risale ile iman, tefekkür, maneviyat kazandığımız gibi “Allah’ın dünyasında Allah’ın dediği olmalı” düsturu doğrultusunda yaşamak için diğer ilimlere de ihtiyacımız vardır. Risale-i Nur okunmalı bolca istifade edilmelidir ancak “sadece risale” demek doğru değildir. Risalelerin yazıldığı dönem ve şartlar düşünüldüğünde Üstad Bediüzzaman o neslin imanını kurtarmayı hedefleyerek imanlı bir nesil meydana getirmeye çalışmıştır. Zaten Üstad, Mektubat’ta: “Anlamışız ki, bu zamanda imani ilimler konusunda fetva vermekle biz görevlendirilmişiz” der.

Bugünün değişen şartlarında Müslümanların nebevi hareket metodu eşliğinde Kur’an ve sünnet çizgisinde yeni bir harekete ihtiyacı vardır. Risale-i Nur bir hareket-metod kitabı değildir. İmanı kuvvetlendirir, kalbi besler fakat haricindeki meseleler için sunacağı bilgi yetersizdir. Müslüman imanını kuvvetlendirmekle beraber helal haram çizgisini öğrenmek için fıkıh bilgisine, itikadını öğrenmek için akaid ilmine, peygamberini tanımak için siyer bilgisine bununla birlikte usul ilimlerine de muhtaçtır. Bütün vitaminler eksiksiz olarak yalnız Kur’an’da vardır. Risale-i Nur'un temas ettiği meseleler bellidir, o alanda istifade edilmelidir. Onun temas etmediği konular ise asla ihmal edilmemelidir.

Bu yazı Alparslan Kuytul Hocaefendinin Risale-i Nur hakkındaki videolarından derlenerek hazırlanmıştır. Detaylı bilgi için videoların tamamını dinleyebilirsiniz.

https://www.youtube.com/watch?v=ragXuIpL86Y